Arkadaşlar, diyorum, ya arkadaşlar, bir sakin. İsteyen istediği sorudan başlayabilir, süre kısıtlaması yok. Cevaplarınız uzunsa, boş bulduğunuz her yere yazabilirsiniz
Sonunda kitapları bitirdim. Diziye henüz başlamadım. "Artık başka birisiyim" kadar iddialı bir cümle kurmamaya çalışıyorum, ama artık kesinlikle bazı şeylere daha farklı bakıyorum.
Çekip gitmek tabii ki caizdir, yapabilene de saygım sonsuz ama sen yapabilir miydim derseniz, asla yapamazdım.. Ben hem ailemin, hem işyerindeki arkadaşlarımın hatta kısa süreli bulunduğum ortamlarda bile herkesin gönüllü “Hafize Ana”sıyım resmen ☺️
Elena Ferrante kim olduğu tam bilinmese de çocuklarını geride bırakmayı seçebilmiş bir kadın belli ki. The Lost Daughter dahil yazdığı her şeye sinmiş kokusu. O filmde Lenu'nun yıllar sonraki halini izliyoruz bence, yalnızlığı, dalıp gitmesi, Ferrante'nin hislerinin ipucu galiba. Kızıma bakıyorum, çok zor geliyor bazen uğraşmak ama ondan uzakta bir hayat kurabilir miydim? Ondan uzağa kaçabilmek için ne kadar güçlü bir arzu duymak gerekiyor, Nino'ya, yazmaya karşı duyduğu istek bu kadar güçlüymüş demek ki.
Bana caiz gelmiyor. Ama ben görev seven birisiyim. Tutku da güzel ve öğretici tabi ama manen aynı zevki vermez gibi geliyor. Tabi şu anki gayet OK olduğum hayatım için konuşuyorum. İlkini yanlış iliklediğin düğmeler gibi başlayan ilişkilerde tez zamanda yanlışından dönmek daha doğru olur belki... Çünkü hayat enerjisi sönmüş bir annenin çocuklarına da pek bir hayrı olmayabilir. 🤔
Seriyi çok severek okudum, bu kısmı beni de çok zorlamıştı. Dizisini de izlemek istiyorum bakalım🙏
Merhaba, sabah sabah yazınızla hafiften irkilerekten uyandım. Çok garip bi tesadüfle bu sıralar kafamı meşgul eden konulardan birini kurcalamışsınız. Cevaplar haliyle çok kişisel olacaktır. Uzatmadan yazayım cevabım net bir hayır olurdu benim. Ama yine de kafamı meşgul ediyor dedim değil mi? Sanırım bunun nedeni olasılıklara kafa yormamız. Orada öylece de kalacak bence.
Sözünü ettiğiniz diziyi izlemedim bu arada, bakacağım hemen. Benim de aklıma iki yıl önce izlediğim ve çok etkilendiğim bir filmi getirdi yazınız. Olivia Colman’ın❤️ The Lost Daughter filmi. Uzun uzun düşünmüştüm o zaman da. Zor kararlar, bedelleri ağır olan…
Sonunda kitapları bitirdim. Diziye henüz başlamadım. "Artık başka birisiyim" kadar iddialı bir cümle kurmamaya çalışıyorum, ama artık kesinlikle bazı şeylere daha farklı bakıyorum.
Ben gidemezdim. Ama gideni de anlardım.
Çekip gitmek tabii ki caizdir, yapabilene de saygım sonsuz ama sen yapabilir miydim derseniz, asla yapamazdım.. Ben hem ailemin, hem işyerindeki arkadaşlarımın hatta kısa süreli bulunduğum ortamlarda bile herkesin gönüllü “Hafize Ana”sıyım resmen ☺️
Elena Ferrante kim olduğu tam bilinmese de çocuklarını geride bırakmayı seçebilmiş bir kadın belli ki. The Lost Daughter dahil yazdığı her şeye sinmiş kokusu. O filmde Lenu'nun yıllar sonraki halini izliyoruz bence, yalnızlığı, dalıp gitmesi, Ferrante'nin hislerinin ipucu galiba. Kızıma bakıyorum, çok zor geliyor bazen uğraşmak ama ondan uzakta bir hayat kurabilir miydim? Ondan uzağa kaçabilmek için ne kadar güçlü bir arzu duymak gerekiyor, Nino'ya, yazmaya karşı duyduğu istek bu kadar güçlüymüş demek ki.
Elena Ferrante nin kim olduğunu da, filmin senaristi olduğunu da bilmiyordum. Bu vesileyle tanımış oluyorum. Bakarım bi. Sağ olun🌷
Dün ne izlesem diye baktığım bir diziydi. Başlamadım listeme eklemiştim. Heyecanlandım hemen başlayacağım.
Ama gidebilene helal olsun diyebilirim zira ben gidemeyenlerdenim.
Bana caiz gelmiyor. Ama ben görev seven birisiyim. Tutku da güzel ve öğretici tabi ama manen aynı zevki vermez gibi geliyor. Tabi şu anki gayet OK olduğum hayatım için konuşuyorum. İlkini yanlış iliklediğin düğmeler gibi başlayan ilişkilerde tez zamanda yanlışından dönmek daha doğru olur belki... Çünkü hayat enerjisi sönmüş bir annenin çocuklarına da pek bir hayrı olmayabilir. 🤔
Seriyi çok severek okudum, bu kısmı beni de çok zorlamıştı. Dizisini de izlemek istiyorum bakalım🙏
Ve evet dişi kuş☺️
Merhaba, sabah sabah yazınızla hafiften irkilerekten uyandım. Çok garip bi tesadüfle bu sıralar kafamı meşgul eden konulardan birini kurcalamışsınız. Cevaplar haliyle çok kişisel olacaktır. Uzatmadan yazayım cevabım net bir hayır olurdu benim. Ama yine de kafamı meşgul ediyor dedim değil mi? Sanırım bunun nedeni olasılıklara kafa yormamız. Orada öylece de kalacak bence.
Sözünü ettiğiniz diziyi izlemedim bu arada, bakacağım hemen. Benim de aklıma iki yıl önce izlediğim ve çok etkilendiğim bir filmi getirdi yazınız. Olivia Colman’ın❤️ The Lost Daughter filmi. Uzun uzun düşünmüştüm o zaman da. Zor kararlar, bedelleri ağır olan…
Sevgiler🌷